Hiçbir varlık yok ki onu hamd ile tesbih etmesin. Salat ü
selam, Allah’ın mahkukatının en hayırlısı olan Muhammed’e, (Sallallahu
aleyhi ve sellem) al ve ashabına olsun! Bundan sonra bu mektub, alem kutbu
kaymakamının (Radıyallahü anh) perverdesinden Allah yolundaki kardeşi Şeyh
İbrahim’edir. Allah, onu ayıblayıcı şeylerden korusun! Molla Muhammed Emin
vasıtasıyla gönderilen mektubunuz, perverdeye ulaştı. İçindeki şeyleri
anladı. Allahü Teâlâ’nın sizi, sevdiği ve razı olduğu şeylere muvaffak
etmesi ve sizi onlarda çalıştırıp, hadise ve belalardan muhafaza etmesi,
için Allah’a (Celle ve ala) sığınarak dua etti.
Ey kardeş! Allah’a giden yol malumdur. Kapısı açıktır. Öyle
ise çalışmak lazımdır. Sadat (tarikat uluları) (Kaddesallahü esrahüm), insan
menfaati kendi nefsine ait fiili değil, belki sadece Allah (Celle ve ala)
zatı için yapmakla Allah’a giden yolu beyan etmişlerdir. Bir işin
yapılmasıyla karşılaşınca, şayet dünya gayesiyle onda nefsine bir medh, sena
veya başka bir şey tasavvur edilse, o işle meşgul olması doğru yoldan meyl
etmektir. Şayet bu tasavvur olmazsa o işin yapılması Allah (Celle ve ala)
içindir. Kendi akıbetini düşün! Çünkü dönüş yeri topraktır. Allah’tan başka
bir şey kalmaz. Kıyamet günü iki konaktan başka yoktur. Ya cennet veya
cehennemdir. Nefsin razı olduğu şeylerle meşgul olmak, cehennem ateşinin
yoludur. Muhalefetiyle uğraşmak, cennet yoludur. Zahirde iş ve cüz’i
ihtiyari Allahü Teâlâ tarafından insana bırakılmıştır. Mümkün olduğu kadar,
teveccühü terk etme!
Allah’ın salat ü selamı Muhammed’e, (Sallallahu aleyhi ve
sellem) aline ve ashabına olsun.
1325 yıl. H.