Küfürle İslâm'ın arasını ayırdeden namazdır.

Kıyamet günü hesabı ilk sorulacak olan, namazdır.

Ve hesabı en zor olan da odur.

İnsanın, öncelikle itikadını düzeltmesi gerekir. Bu düzeltme de fırka-i naciye (kurtulan zümre) olan ehl-i sünnet ve'l-cemaatın görüşlerine uymakla olur. Allah onların hepsinden razı olsun. Zira onlar, süvad-ı âzamdır (ümmetin çoğunluğudur); cemm-i gafirdir (cemaatin büyük kesimidir).

Evet, itikad anlatılan görüşe göre düzeltilmeli ki, uhrevi felâh, ebedi necât tasavvur edilsin (ahirette sonsuz kurtuluş düşünülebilsin).

Ehl-i sünnet inançlarına muhalif olan kötü itikad; öldürücü zehirdir ve insanı ebedî ölüme, sonsuz azaba götürür.

Amelde riyâkârlık, münâfıklık (müdahane) ve onda gevşeklik olsa, bunda bir bağışlanma ümidi vardır; ama itikadda müdahane işinde bağışlanmanın asla yeri yoktur.

Bir âyet-i kerime ve meâli:

" إِنَّ ٱللَّهَ لاَ يَغْفِرُ أَن يُشْرَكَ بِهِ وَيَغْفِرُ مَا دُونَ ذَٰلِكَ لِمَن يَشَاءُ "

– "Allah, kendine şirk koşanı bağışlamaz; bundan başkasını dilediği kimse için bağışlar." (Nîsa, 4/48) (Yani ortak koşanların dışındakilerden, dilediğini bağışlar.)

İtikadı, ehl-i sünnete göre düzelttikten sonra; emir ve yasaklara mutlaka uymak lâzımdır. Bu emir ve yasaklar, şeriatın amellerle ilgili kısmıdır.

Beş vakit namaz, cemaatle ve ta'dil-i erkâna riâyet edilerek, edâ edilmelidir.

Küfürle İslâm arasını ayırdeden, bu namazdır. Namazı, sünnete uygun olarak edâ etmek müyesser olur ise, dinde sağlam bağa yapışılmış olur.

Namâz, İslâm'ın beş esâsından ikincisidir.

Birincisi, Allah'a ve Resulüne imân olup, ikincisi namâzdır. Üçüncüsü zekât vermektir. Dördüncüsü, Ramazan ayında oruç tutmaktır. Beşincisi, Allah'ın Beyti'ni haccetmektir.

Birinci esas, itikadla alakalıdır. Kalan dört esas ise, amelle alakalıdır.

Tüm ibâdetlerin en kapsamlısı (şümullüsü) ve en faziletlisi namâzdır.

Kıyamet günü ilk hesap, namazdan olacaktır. Namazın hesabı tamam olduktan sonra; kalanların hesabı Allah'ın yardımı ile kolay geçer.