|
|
MEVZUU:
Yarenlerin, belli bir makamda durakladıkları ve bu manada bazı
meseleler.
***
NOT:
İMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu büyük şeyhine yazmıştır.
***
Arz edilmek istenen durum şudur:
Burada belli bir süre için
kalan ve buranın yerli yarenlerinden her biri, bir makamda tutulup kalmış.
Onları bu makamdan çıkarmak ise; pek zor.. Öyle ki: Bu makama münasip yeterli
gücü kendimde bulamıyorum.
Allah-ü Teâlâ, üstün teveccühünüzün bereketi
ile, bize terakki nasip eylesin..
Yakınlarımdan biri anlatılan makamı
geçti; zatî tecellilerin basamaklarına ulaştı. Hali cidden güzel.. Adımlarını bu
FAKÎR'in (FAKİR: Lâfzı ile İMAM-I RABBANÎ Hz. kendisini
kasd ediyor.) izinde atmaktadır. Aynı şeyi, diğer yarenler
için de dilerim.
***
İhvandan bazıları var ki; Mukarrebin (Yüce
Hakka yakın olanlar) yolu ile hiç bir münasebetleri yoktur. Bunların haline
uyan, ebrâr (sâdıklar, iyiler) yoludur. Yakin babında elde ettikleri bir şey
varsa; o bir ganimettir. En uygunu, kendilerine bu yolu emretmenizdir. Bu manada
bir mısra şöyledir:
İşi vardır her insanın kendine mahsus..
Bu
söylediğim kimselerin isimlerini tafsilâtı ile yazmaya cesaret edemiyorum. Zira
onlar, size gizli değiller..
Bundan daha fazlasını yazmak edep dışıdır.
***
Bu mektubu yazdığım gün, Mir Seyyid Şah Hüseyin kendi halinde
meşgulken bir rüya görmüş. Anlattığına göre: Büyük bir kapıya varmış. Kendisine
söylenmiş:
— Burası hayret kapısıdır.. Sonrasını şöyle anlattı:
—
Kapıdan içeri baktığım zaman, gördüm ki Hazret-i Şeyh içeride.. Sen de onunla
berabersin.. Kendimi içeri atmak istedim; bir türlü ayağım varmadı..
Hakîkat Kitâbevi Tercümesi
|
| |