MEVZUU:

a) Makam sahibinin mutlaka ilim sahibi olması gerekli midir, değil midir?

b) Hallere muttali olmamanın sebebi.

NOT: İmam-ı Rabbanî Hz. bu mektubu, Mevlâna Ahmed Berki'ye yazmıştır.

***

Rahman Rahim Allah adı ile... Selâm, seçmiş olduğu kullarına.

Peş peşe iki mektup geldi. Musibet (ölüm) haberini yazmışsınız. (Bu manada bir ayet-i kerime meali):

"Biz, Allah içiniz; Allah'a döneceğiz."(2/156)

Arkadaşlar, merhum Hace Muhammed Sadık'ın ruhu için, yetmiş bin, merhume kız kardeşi Ümmügülsüm'ün ruhu için dahi yetmiş bin defa:

-LA İLAHE İLLALLAH (Allah'tan başka ilâh yoktur)

Kelime-i tevhidini tekrar etsinler. Bunun sevabını dahi, her ikisinin ruhaniyetine hediye eylesinler. Zira, ahbabdan beklenen duadır; Fatiha dahi okumaları beklenir.

***

Yine yazmışsın ki:

-Mektubatta anlatıldığına göre: Mansıp sahibi, ilim sahibidir.

Ey Mahdum,

Kutb-u aktab, ilim sahibidir; yani: Kendi mansıbı için. Diğer mahalli yerlerin aktabı (Kutb-u Bukuat) dahi onun parçaları gibidir. Yani: Eli ayağı. Bunların bazıları idaresini bilir; bazıları da bilmez.

***

Yazıyorsun ki:

-Fenafillah ve bekabillah şu ana kadar hasıl olmadı. Bunun için deriz ki:

-Bunun için ne yapabiliriz? Sen sohbette az kaldın. Bazı hallerin husulüne muttali olacağınız kadar burada durmadın.

Şu anda ben, Hind beldesindeyim; fenanı ve bekanı müşahede ediyorum. Anlatılan her iki kemali dahi, sende hissetmekteyim. Amma, sen bunu inkâr ediyorsun. Aramızda da, uzun mesafe var; suri mülakat müyesser olmamaktadır. Gizli hallere muttali olmak dahi zordur.

Meşayihin fena ve beka üzerine ettikleri kelâm, tamamen remz ve işarettir. Bu manada, insan kendiliğinden ne bulabilir ki? Sübhan Hak dahi, herkese ilim ve hal ihsan eylememiştir. Elbet, bir şahsa hallerinde dair ilim ihsan eder; onu dahi kendisine iktida edilen bir kimse kılar. Kalan topluluğu dahi ona bağlar. O dahi, onları kemal ve tekmil mertebesine ulaştırır.

Bir şiir:

Allah'a ne zorluğu olur;

Alemi bir şahsa doldurur...

Keşke Şeyh Hasan'ı birkaç gün daha tutsaydım; sizin bazı hallerinize onu muttali ettikten sonra hizmetinize yollasaydım. Sizin gelmeniz müşkil.

Arkadaşlarınızdan, rüşdünü ikmal etmiş, anlayış kabiliyeti olan biri gelip de burada birkaç gün ikamet etse ne kadar güzel olur. Kendisine zaruri haberleri anlatırdık. Maksud olan hallerin husulüdür. Hallere muttali olmak bir başka iştir.

Kalanı karşılaştığımızda.. Haliyle Baki Allah dilemiş ise... Vesselam.

***

Gereken nasihat odur ki: Ara vermeden derslere çalışasın; kendine (nefsine) müsamaha etmeyesin. Yani: Dersleri bırakmak babında. Senin için mümkün ise... zikir fikir hevesine kapılmadan bütün günlerini dersle doldur. Zira, gece saatleri zikir için yeterlidir.

Şeyh Hasan dahi, ders ve taallüm ile meşgul olsun; onu boş bırakmayınız

O tarafların ilimden yana nasibi az olduğu için; şeriat ilimlerinin orada ihyası zaruridir. Bu iş üzerinde başka nasıl durayım?

Hace Veys'in hallerini içine alan sayfalar da geldi. Ekseri yerlerine baktım; onları sevindirici buldum. Sübhan Hak'tan dilesin ki: Kuvveden fiile çıkara.

Vesselam.