MEVZUU: Makul, mevhum, mekşuf,
meşhudun tümü siva sınıfına dâhildir.
Ve bu münasebetle bazı hususların beyanı.. NOT: İmam-ı Rabbanî Hz.
bu mektubu, şeyhinin oğlu Muhammed Abdullah'a yazmıştır.
***
Allah'a hamd olsun.
Selâm seçmiş olduğu kullarına.
Kurretü'l-ayn'in gönderdiği mübarek mektup ulaştı.
O mektuba derc edilmiş ki:
—O göz boyama işlerden yana bir şey kalmadı. Hepsi Sübhan Allah'ın keremi ile
zail olup kalktı. Onlardan yana hiçbir şey de kalmadı.
Himmet dahi o şey için sarf edilmektedir ki; isbat, makul ve mevhum şeylerin
hiçbiri hâsıl olmaya... Hepsi de, LA (yok) kelimesi altında şöyle veya böyle
dâhil ola.
Yine yazıyorsunuz ki:
—Bu mana hâsıl olmaktadır.
ümid edilen o ki; mana, tekellüfsüz olarak hâsıl olacaktır.
Ey Necib,
Makul, mevhum, hatta mekşuf ve meşhud; ister afakî olsun; isterse en-füsi...
Bunların hepsi de, sivaya dâhildir. Hemen hepsi de, oyun ve oyalanma cinsi
şeylerdendir. Bunlarla alâkadar olmak, göz boyama işleri ile taalluktan başka
bir şey değildir. Bu taallukatın zevali, zorla olsa dahi, tarikata dâhildir ve
ilme'l-yakin cümlesindendir. Şöyle veya böyleden sonra, bu devlet tekellüfsüz
müyesser olur ise, sivayı nefyetmekte dahi tekellüf hali kendiliğinden yok
olmaya geçer ise, tarikat darlığından, ilim sikkesinden çıkılır; fena ile
teşerrüf edilir.
Anlatılan mana, konuşmakta kolaydır. Amma ona kavuşmak cihetindende zordur. Hem
de ne kadar zor. Ancak, Allahu Teala'nın kolay ettiğine kolaydır.
O işler ki, hakikatla taalluku vardın o ileride nefyden sonradır. Hatta intifa
makamına, isbat makamına geçtikten sonradır; ilmin ve aynın dahi ötesindedir.
***
Bilesin ki,
Hakikat yanında, tarikat bir şey sayılmaz, isbata nisbetle nefyin dahi itibarı
yoktur.
Nefyin taalluk ettiği şeyler, mümkinattır; isbatın taalluk ettiği şeyler ise,
Sübhan olan Vacib Zat'tır.
İsbatın yanında nefy, umman denize nazaran bir damla gibidir.
Bu nefyin husulü ve o isbat, velâyet-i hassaya ulaştırır. Velâyet-i hassanın
husulünden sonra da, ya uruc olur, yahut nüzul. Eğer nüzul olur ise, yine o uruc
içindir.
Dua makamında bir ayet-i kerime meali:
"Rabbimiz, nurumuzu tamamla; bizi bağışla... Çünkü sen, her şeye kadirsin."
(66/8) Size selâm. Keza, diğer hüdaya ittiba edip Mutabaat-ı Mustafa'yı bırakmayanlar. Resulullah'a salât ve selâm olsun.
|