MEVZUU: Dizgini, dinin fuzuli
şeylerinden çekip dinen yapılması zaruri işleri ile meşgul olmanın lüzumu.
Ve bu münasebetle bazı hususların beyanı.. NOT: İmam-ı Rabbanî Hz.
bu mektubu, Muhammed Taki'ye yazmıştır.
***
Allah'a hamd olsun. Seçmiş olduğu kullarına dahi selâm olsun.
Mübarek mektubun mütalâası ile teşerrüf ettim.
Düzeninde ve tertibinde muvaffak olduğunuz deliller dahi o mektuba derc edilmiş.
Bu deliller, Hazret-i Sıddık'ın hilâfeti babındadır. Onun hilâfeti dahi icmâ ile
sabittir. Allah ondan razı olsun. Ki bu icmâ, erbab-ı hali ve akdin icmâıdır.
Hepsi de, asırların hayırlısı olan birinci asındandır.
Ayrıca, Hulefa-i Raşidin'in faziletleri babında da yazılmış. Allah onlardan da
razı olsun. Bunların faziletleri dahi, hilâfet sıralarına göredir.
Bu büyüklerin sıfatları da anlatılıp hâyrü'l-beşer Resulullah (sav) Efendimizin
ashabı arasında geçen münazaa ve çekişmelerden dolayı sükût gerektiği yazılmış.
Bütün bu yapılanlar, bol bol ferahlık verdi.
Bu itikad, imamet bahsinde yeterli olup ehl-i sünnet ve'l-cemaat itikadına dahi
uygundur. Allah onların çalışmalarını şükrana lâyık eylesin.
Ey müşfik mahdum!
İmamet bahsi, dinin teferruatı arasında olup asıllarından değildir. Dinin zaruri
olarak yapılması gerekli işleri bundan başka olup, itikada ve amele taalluk eder
ki; kelâm ilmi ve fıkıh ilmi onların beyanını üzerine almıştır.
Zaruri işleri bırakıp fuzuli işlerle meşgul olmak, ömrü boş yere sarf etmektir
Yani malayani ile... Bu manadan olarak, bir hadis-i şerifte, Resulullah (sav)
Efendimizin şöyle buyurduğu anlatıldı: "Allahu
Teala'nın kulundan irazına alâmettir ki, onu malayani ile meşgul eder."
Eğer imamet bahsi, şianın sandığı gibi; dini işlerin zaruri kısımlarından saymış
olsaydı; elbet yerinde olurdu ki, Sübhan Hak, Kitab-ı Mecid'inde, hilâfet kimin
haklı olduğunu tayin edip halifeyi teşhis ederek, Resulullah (sav) Efendimize
dahi, bir kimsenin hilâfeti için emir vere... Tahsis ve tasrih ile o kimsenin
hilâfeti yerinde ola...
Kur'an'da ve hadiste, ihtimam gösterilip bu iş üzerinde önemle durulmadığına
göre; demek ki, imamet bahsi, dinin fuzulî işlerindendir; zaruri işlerinden
değildir. Fuzuli işlerle dahi, fuzuli olanlar meşgul olur. Hâlbuki önünde,
meşgul olması gereken nice nice, dini bakımdan yapılması zaruri işler vardır.
Eğer onlarla meşgul olup yapacak olsa, fuzuli işlere ya sıra gelir, yahut hiç
gelmez.
Öncelikle itikadı tashih etmek gerek ki bu, Vacib Teala’nın zatına ve sıfatına
taalluk eden şeylerdir.
Resulullah (sav) Efendimizin yüce Hak katından getirdiklerine dahi itikad edip
inanmak ve bu babdaki itikadını tashih etmek gerek.
Dini zaruretler arasında bilinenler başta şunlar olup, tevatürle sabittir: Haşr,
neşr, uhrevi ve daimi olan azap, sevap ve diğer işiterek inanılması gerekli
işlerin hepsi de haktır. Bunların hiçbirinde yalan ihtimali yoktur. Eğer bu
itikad olmaz ise, necat da yoktur.
Bu itikadı düzelttikten sonra, fıkıh hükümlerini yerine getirmek gelir. Ki
bunlar, farzlar, vacipler, hatta sünnetler ve müstehablardır.
Şer'an tesbit edilen helâl ve haram sınırına dahi iyi riayet edilmesi yerinde
olur.
Şeriat hududunu korumaya dikkat edilmelidir ki, ahiret azabından felah ve halâs
umula...
İtikad ve amel sağlama alındıktan sonra; sıra sofiye tarikatına girmeye gelir.
Bu yoldan velayet kemalâtının husulü dahi ümittir.
Dini yönden yapılması zaruri işlere nisbetle imamet bahsi, yolda bırakılan bir
şey gibidir.
Bu babda netice kelâm şu ki: Muhalifler, bu hususta galeyana gelip hayrü'l-beşer
Resulullah (sav) Efendimizin ashabına taat ettiklerinden; onların reddi için,
uzun bir mukaddime varid olmuştur. Zira Din-i Mübinden fesadı def etmek dahi
dini zaruretler arasında sayılır. Vesselam...
|