MEVZUU: Kâbe-i muazzama ile alâkalı hakikatların ve sırların beyanı. İnsanda arşın numunesi olduğu gibi, Kâbe'nin dahi onda nümunesi vardır.

Ve bu münasebetle bazı hususların beyanı..

NOT: İmam-ı Rabbanî Hz. bu mektubu, Mevlâna Abdülvahid Lahori'ye yazmıştır.

***

Bilesin ki;

İnsanın kalbi, Arş-ı Rahman'ın nümunesidir. Kalbe bağlı zuhurlar, arşa bağlı zuhurlar gibidir.

Aynı şekilde, Beytullah'tan dahi, insanda alamet vardır. Çünkü o, mutedil bir durumdadır. Sağdan ve soldan yana ayrı ve imtiyazlı bir yeri vardır. Güzel sıfatı ile tek başına ve güzeldir.

Bu büyük devletin sahipleri asaleten enbiyadır. Bu büyüklere tebaiyet ve veraset yolu ile ümmetlerinden bazıları dahi onunla müşerref olurlar. Amma, kendisi için murad olunan kimse ise...

Bu devlet, enbiyanın ashabında, enbiyanın sohbeti bereketi ile pek ziyade ve pek çoktur.

Ashabın zamanından sonra, bu devlet azaldı. O kadar ki, aradan uzun asırlar geçtikten sonra, tebaiyet ve veraset yolu ile bir kimse onunla müşerref olur ise, büyük bir ganimettir; kibrit-i ahmerdir. Bu şahıs dahi, ashab-ı kiram zümresine dâhildir. Allah onlardan razı olsun. Sabikun zümresinden sayılır.

Bu nisbet-i aliyyenin sahibi, matlup merkez devleti ile mümtazdır, isterse, merkezin kendisinin mertebeleri olsun. Ne var ki, o sebat devleti müşerreftir.

Bu muammayı bundan ziyade nasıl açayım? Bu rumuzlar dışında ondan ne miktar şerh edeyim?

Sübhan Allah'ın fazlı ile bu devlet zuhura geldikten sonra; daha önceki nisbetlerin tümü zeval bulur. Onlardan yana ne nam kalır; ne de şan. İster kalb nisbeti olsun; isterse başkası. Nehrullah gelince... Nehr-i İsa battal olur.

Bu devletin sahipleri, sırat-ı müstakim üzeredirler. Ki sırat-ı müstakim, matlubun vusulü hizasındadır. O kimse ki, bu sırattan kayıp sağa sola geçmiştir; onun vusulü, zıllardan bir zılla olur. İsterse, zılalde dahi, mertebeler değişik olsun; yine de hepsi zılliyet damgasını almıştır.

Bir şiir:

Dostun az ayrılığının azlığı yoktur;

Göze gelen kıl yarım dahi olsa çoktur...

Bir kimse, sırat-ı müstakimden hardal tanesi kadar ayrılmış olsa dahi, ondan yan çizmiş ve matluba vusulden uzak düşmüş olur.

Bir şiir:

Ey Arabi zordur Kabe'ye varman;

Gittiğin yolun sonu Türkistan...

 

Allahu Teala, bize ve size sırat-ı müstakim üzere sebat ihsan eylesin.