MEVZUU: a) Sahib-i Şeriat-ı Garra Resulullah'a mutabaat (Büyük, parlak ve nûrlu Şeriat'ın sahibi Resulullah'a tâbi olmak). Ona ve âline salât ve selâm. b) Tarikat şeyhine mutabaat (uymak, tâbi olmak). NOT: İmam-ı Rabbanî Hz. bu mektubu, Seyyid Mir Muhibbüllah Mankpuri'ye yazmıştır. *** Rahman Rahim Allah'ın adı ile... Kardeşim Mercii Siyadet (seyyidlik) Mir Muhibbüllah'tan gelen mektup ulaştı. Istırap ve ıstırar (çaresizlik) üzere derc edilen ye'is mukadimeleri anlaşıldı. Ye'is küfürdür; ümitvar olmalısınız. Şu iki şeyde rusuh var ise (yani sağlamlık), gam neye? (Bu iki şey) şunlardır: a) Sahib-i Şeriat Resulullah (sav) Efendimize mutabaat. O na ve âline salât ve selâm olsun. b) Tarikat şeyhine inanıp ona muhabbet etmek. Vâkıf, iltica eden (bilen, yönelen) olmalı ve olumsuz şeylerden feragat etmelisiniz ki, anlatılan devlete fütur (gevşeklik, bıkkınlık) gelmeye... Bundan öte her şey kolaydır; amma her ne olursa olsun. Telâfisi de mümkündür. *** Bundan önce size yazmıştım: Eğer Mankpur'da kalmayı istemiyorsanız; İlâhabad'ı vatan olarak seçmek gerek. İhtimal ki, mübarek olur. Halbuki siz, bundan aksini anladınız. – Mübarek.. Lâfzı da, maksuda delâlet etmemiş. Şu anda söylenecek kelâm yine odur. Gece nazarda zahir oldu: Taşınmanız, Mankpur'dan alınıp İlâhabad'a geçmiş. Orada bir harabe seçip vakitlerinizi, Şânı Büyük Allah'ın zikri ile mamur kılınız. Hiç kimse ile meşgul olmayınız. Nefy ve isbat (LÂ İLÂHE İLLALLAH) zikrine devam ediniz. Bu kelime-i tayyibenin tekrarı ile, bütün muradları sine sahasından çıkarıp atınız. O Vahid Zat'tan başka matlub, maksud ve mahbub kalmasın. Şayet kalb, bu zikri yapmaktan acizlenirse; dille söyleyiniz. Amma gizli olmak şartı ile.. Zira, açıktan yapılan zikir, bu tarikatta memnudur (yasaktır). Tarikatın kalan tarz ve vaziyetlerini biliyorsunuz. Bilhassa dikkat ediniz, uymak yolundan sapmayasınız. Hem de, gücünüzün yettiği kadar.. Zira, tarikat şeyhine uymanın iyi semereleri vardır. Onun yolunun aksine gitmek ise, tehlikelidir. Bundan daha ziyade ne yazayım? Hüdaya ittiba edip Mutabaat-ı Mustafa'yı bırakmayanlara selâm. Ona, âline, ashabına salâtların en tamamı, selâmların dahi ekmeli (en mükemmeli)..
|