MEVZUU: Asker semerelerinin zikri ile, onlara şefkat ve onlara iştiyak.

NOT: İmam-ı Rabbanî Hz. bu mektubu, Hazret-i Mahdumzade Hâce Muhammed Said ve Hâce Muhammed Masum'a yazmıştır.

***

Allah'a hamd olsun; salât ve selâm dahi Allah'ın Resulüne.

Evlâd-ı kiram, bize müştak ve bizimle olacak sohbetin devamını istemekte iseler; bize dahi onların hazır olmalarını ve mülakatını temenni etmekteyiz. Ne yapabiliriz ki, bütün temenniler husule gelmiyor.

Bir mısra:

Rüzgâr götürür; gemiler istemese de...

***

Asker'de (karargâhta), ihtiyarsız ve rağbetsiz olarak  (seçmeden ve istemeden) kalmamı bir ganimet görmekteyim. Bu yerde bir saat kalmayı, sâir yerlerde çok saatler kalmaktan daha faziletli bilmekteyim.

Burada öyle şeyler müyesser oldu ki; başka yerlerde onun misli müyesser olur mu bilinmez.

Bu yerin maarifi dahi, sâir maariften ayrıdır, mümtaz bir manası vardır.

Bu toplumun halleri ve makamları, her irfan sahibinin nail olacağı cinsten değildir.

Sultan tarafından varid olan engele gelince.. Aziz Şân Mevlâ'nın rızasına açılan bir pencere görmekteyim. Saadetimi dahi, bu hapiste görmekteyim. Bilhassa, bu çekişmeli günlerde; bu işler ve muameleler acayiptir. Bu tefrika günlerinde, bunlar bir nazdır, işvedir, mülatafedir (lutfetmedir, güzel muameledir).

Lâkin gün gün, yeni hayret seza devlet husule gelirken; evlâd hatıra düşmekte ve mülakat nâiliyetinin olmayışı ile uzaklık ve hicran eleminden gönül mustarib olmaktadır.

Sanıyorum ki, benim şevkim, sizin şevkinizden daha ziyade, daha çok ve daha üstündür.

Şu mukarrer bir mânâdır ki, babanın çocuğunu istediği kadar çocuk babasını isteyemez. İsterse, asalet ve fer'iyet kaziyesi (asıl olma ve olmama hükmü) bu mananın aksine olsun. Zira aslın ona ihtiyacı yoktur; fer'in ise.. ona ihtiyacı vardır. Baştan sona durum budur. Lâkin muamele böyle cereyan etmiş; şevkin şiddetlisi asıl için sabit olmuştur.

Ölüm gibidir, bir yerde kalmak kethüda ile...

Dehli civarınızdadır; Egre dahi size yakındır.

Vesselam...