MEVZUU: Maveraünnehir büyüklerinin bereketlerinden feyiz yollu gelen zahir ve batın nimetlerine şükür izharı.

NOT: İmam-ı Rabbanî Hz. bu mektubu, Seyyid Mir Mümin Belhi cenaplarına yazmıştır.

***

Allah'a hamd olsun. Selâm, onun seçmiş olduğu kullarına.

İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah'a da şükretmemiş olur.

Maveraünnehir ulamasının ve meşayihinin hakları üzerimizdedir. Yani bizim gibi acizlerin... Hatta, Hind beldelerinde bulunan bütün ehl-i İslâm'ın üzerinedir. O kadar ki, onları beyan etmek takrirle olmaz, yazmakla anlatılamaz. Allah onların çalışmalarını şükrana lâyık eylesin.

Bizler, ehl-i sünnet -Allah şehirlerde emsallerini artırsın- görüşlerine uygun biçimde sahih itikadı, o büyüklerin tahkikleri ile kazandık.

Hanefi ulemasının -Allah onlardan razı olsun- Kavillerine göre sahih amelin bize hasıl olması; bunların tetkikleri sonunda oldu. Allah sırlarının kudsiyetini artırsın; sofiye-i aliyye tarikatına sülûk, bu diyarda, o mübarek toprağın bereketlerinden istifade yollu gelmiştir.

Cezbe makamının tahkiki, sülûk, fenâ, bekâ, seyr.i ilellah, seyr-i fillah ki, bunların hepsi has velayet mertebesine bağlıdır; hemen hepsi o bereketli arsanın büyüklerine ait feyizlerin eseridir.

Hulâsa, zahirin salâhı, batının felâhı her ne ise, oradan alınmıştır.

Bir şiir:

Feyz şükrünü nasıl ödesin çimen, ey ebr-i bahar (ey bahar bulutu);

Hepsi nimetinle perverde (terbiye görmüş, yetişmiş) ister gül ister hâr (diken)...

Allahu Teâla, orayı ve oranın ahalisini, âfatlardan ve beliyyelerden korusun... Seyyidü's-Sâdat hürmetine... Ona ve âline salâtlar ve selâmlar.

O ulvi diyardan bu süfli diyara bazı arkadaşlar gelmektedirler. Onların bu gelişleri, herhangi bir hacete mebnidir. Orada bulunan, bereket sahibi zatların lütuflarına izhar ederler. Yani bu Fakir için... Bilhassa, Maden-i irşad ve'l-hidayet menba-ı ifade ve'l-ifaza Hazretlerinin mülâzimlerine olan şefkatlarını açıklarlar. Bu arada derler ki:

– O Cenab-ı Ali'nin size hüsn-ü zannı vardır. Yazılan bazı ilimlerini ve maarifini mütalaa eder, onları güzel bulur.

Büyüklerden gelen bu gibi müjdeler, bazı zevklerin yazılmasına cür'et ve cesaret sebebi olmaktadır.

***

Bugünlerde, Şeyh Ebü'l-mekârim Sofi geldi; çeşitli lütuflarınızı şefkatlarınızı açıkladı. Bunun için kereminize itimad ederek, bazı kelimelerle başınızı ağrıtmak cür'etinde bulunduk.

***

Kardeş Muhammed Haşim, ihlâs sahibi ahbab arasındadır. Yukarda adı geçen sofi ile bu Fakir'in bazı müsvedde nakillerini yolladı: Onunla iktifa ediyoruz; bu Taife-i Aliyye ilimlerinden ve maarifinden bu sayfaya bir harf bile derc etmiyoruz.

Hazret'in inayetinden ve şefkatından beklediğimiz o ki, son nefesin selâmeti babında bizi duadan unutulmuş eylemeye...

Duâ makamında bir ayet-i kerime meali:

"Rabbimiz, bize katından rahmet ver; bizim için işimizde muvaffakiyet hazırla."(18/10)

Bahusus (özellikle) şu Hazretlerin her birinden dua talep etmekteyiz: Cenab-ı Nakib Necib Melâz-ı Ehlüllah Seyyid Mirik Şah, Cenab-ı Alâmetü'l-Vera Mevlâna Hasan, Cenab-ı Nasır-ı şeriat ve Hafızı'l-millet Kadı Tulek... Allahu Teala, onların bereketlerini devamlı kılsın.

Fakir'in evlâdı dahi, mahdum-u kirâmlarınıza selâmlar edip onlardan dua talebinde bulunurlar.