|
|
MEVZUU:
a) Kalbin
selâmeti. Yüce Hakkın zatından gayrını unutmaya ve tam olarak kalbden gidermeye
kaldığının beyanı;
b) Bu düşük dünya ile meşgul olmayı engellemeli ki; ona rağbet hâsıl olmaya..
***
NOT: İMAMI RABBANİ Hz. bu mektubu, Molla Ahmed Lahori'ye
yazmıştır.
***
Pek kıymetli mektubunuz ulaştı ve kalbin selâmeti ile alakalı münderecatı
anlaşıldı.. Evet,.
Kalbin selâmeti, Yüce Hakkın zatından gayrını unutmaya ve kalbden gidermeye
kalmıştır. Bu unutma o hadde ulaşmalı ki. Zorla hatırlatılmaya çalışılsa dahi,
hatıra gelmemeli.. Bu takdirde, başkasını hatırlamanın manası kalmaz.. İşbu
halet anlatılırken şöyle denir:
— Fena-i kalb.. (Yani: Kalbin fenaya varması..)
Aynı zamanda, bu hal, bu tarikatta atılan ilk adımdır. Velayet mertebeleri
kemâlâtının dahi müjdecisidir. Haliyle, istidatların değişik derecelerine göre..
Akıllı olana yakışan odur ki: Himmetini yüce tuta.. Cevizle muzla yetinip
kalmaya..
— «Allah, üstün himmetli olanları sever..»
Manasındaki hadis-i şerif bu manayadır,.
***
Bu düşük dünya ile çok meşgul olmakta, bu düşük işlere karşı rağbet hâsıl olması
korkusu vardır.
Kalb selâmeti babında anlatılan kadarı ile yetinme; bu kadarına kanma. Rücu da
mümkündür.
Mümkün olduğu kadar, dünya meşguliyetine gitmemeli; ta ki: Ondakilere karşı
rağbet hâsıl olmaya.. Allah korusun, sonra zarara uğrarsın. Bu da yakışmaz..
Fakirlik halinde, temizlikçi gibi kalmak, zenginlik halinde meclisin başına
kurulup oturmaktan daha faziletlidir.
Yakışan odur ki: Bütün himmet, tam manası ile fakirlik ve sıkıntı içinde geçecek
günler için harcana..
Zenginlikten ve zengin kimselerden kaç; hem de arslandan kaçarcasına.
Vesselam..
Hakîkat Kitâbevi Tercümesi
|
|
|