|
|
MEVZUU: İnkıta (ayrılma),
ittisalden (birleşmeden) önce midir yoksa sonra mıdır? Bunun beyanı..
***
NOT: İMAMI RABBANİ Hz. bu mektubu, Hâce Eşref Kâbili'ye yazmıştır.
Noksan sıfatlardan münezzeh olan Allah,
bize ve size kemal basamaklarında terakkiler nasib eylesin.. Seyyid'ül-mürselin
hürmetine.. Ona ve âline salâtlar ve selâmlar..
***
Tarikat meşâyihinden bazıları:
– İnfisâl ve inkita' ittisalden önce gelir (bölünme ve ayrılma, birleşmeden
öncedir)..
Demiştir. Allah sırlarının kudsiyetini artırsın.
Anlatılan büyüklerden bir başka zümre ise:
– İttisal, inkıta ve infisalden evveldir (birleşme, bölünme ve ayrılmadan öncedir.
Diye anlatmışlardır. Bunların dışında üçüncü taife ise, bir şey demeyip
durmuştur.
Anlatılan manada Ebu Said Harraz demiştir ki:
– İnkita' haline varmazsan, bulamazsın; bulamayınca da inkita' haline
varamazsın.. Hangisi daha öncedir bilemiyorum?.
Bu satırların yazarı der ki:
– İnkita ve ittisal (bölünme ve birleşme), bir anda tahakkuk eder.. İttisalin inkita'dan ayrılması
caiz olmadığı gibi; ittisal dahi inkita ve infisal olmadan hâsıl olmaz.
***
Burada bir hususun beyanı gayedir. Şöyle ki:
Hafa, eğer tahakkuk ederse; ki bu takaddümü zatide olup taayyün-ü aliyyedir; o
zaman, üstte anlatılan infisalin ve inkita'ın biri diğeri için olur..
Şeyh'ül-lslâm Herevî, üstte anlatılan ikinci yolu tutanlardandır; şöyle der:
– İşin bu taraftan başlaması daha iyidir. Yani: İttisal, infisalden evvel
olmalıdır.
İnfisalin, ittisalden evvel olması gereğine inananlar dahi, bu önceliği inkâr
etmiyorlar.. Bunların da, ittisalden muradları: Tam zuhurdur. Böyle bir şey dahi
mutlak zuhura mani değildir. Bu durumda mutlak zuhur, infisal'den evvel olur.
Tam zuhur ise, ondan sonraya kalır.
Durum yukarıda anlatıldığı gibi olunca, çekişmeleri yalnız lafızda kalır. Ancak,
birinci taifenin görüşü daha yüksek olup aza itibar etmezler. Şunun bilinmesi
gerekir ki: Üstte yapılan tevcih üzerine, takaddüm-ü zamanî hâsıl olur (Üstte
verilen iki zıt mânâ için, zamana ait bir öne geçme meydana gelir).. Anla.
Doğruyu, Sübhan Allah ilham eder..
Her hal ü kârda infisale ve ittisale mazhar olmak uygundur. Zira velâyet
mertebesi bu iki mertebeye bağlıdır. Bundan başkası savrulan kuru otlardır.
Birinci mertebe: Seyr-i ilellaha merbut (bağlı) olup, ikinci mertebe: Seyr-i fillaha
merbuttur.
Her iki seyrin bir araya gelmesi ile, velâyet mertebesine ve kemâle erilir..
Haliyle, dereceler değişiktir.
Kalan iki seyir dahi, tekmil mertebeyi tahsil içindir. Bir de, davet mertebesine
kavuşmak için..
Bir şiir:
Seslendim nice kereler hep ona;
Diriler arasındaysa gelir cana..
Hakîkat Kitâbevi Tercümesi
|
|
|