|
|
MEVZUU:
a)
Edeplere riayetin beyanı...
b) Tevehhümü def etmek...
c) Tarikat taliminde ihtiyatı emretmek ve sıkıntılara tahammül etmek...
d) Bu mektubun arkasına, Yar Muhammed Kadim'e yazılan bazı nasihatlar ve
tenbihler...
***
NOT: İMAMI RABBANİ Hz. bu mektubu, Muhammed Numan
Bedahşiye yazmıştır.
***
Pek Reşid Kardeş Mir Muhammed Nu'man'ın mektubu ulaştı.. O mektubda
sıralanan mukâddimenin mazmunu, açıklanan şekli durumların fehvası (mefhumu,
mânâsı) anlaşıldı.
İnsanlar sizin hakkınızda şöyle diyormuş:
— Zamanının en akıllısı..
Aranızdaki münasebet mutlak olan kimselerden gelen bu gibi sözlerin
söylenmesinde bir mânâ yoktur. Onlardan kaçamazsın da.. Aranızda bir kesinti
olmasına da gücün yetmez. Bir ayrılma talebi de mümkün değildir. Hem böyle
şeylerin olmasına ne gibi bir münasebet var?.
Durum anlatıldığı gibi olmasına rağmen, düşünmeyesin ki: Bu gibi cümlelerden
çıkan tozlar bu tarafın gönlüne konar da, bir eziyet verir.. Daha fazlası
ile, iş, ayrılmaya kadar varır.. Şundan ki: Sizin iyilikleriniz göz
önündedir; zelleleriniz dahi itibardan düşmüştür. Asla hatırınıza bir şüphe
girmesin. Bu tarafa kesin olarak bir eziyet husule getirdiğini tasavvur
etmeyesin. Zira, hiç bir şekilde eziyet vaki değildir. Beşeriyet icabı
meydana gelen sehiv ve unutmak muaheze edilmeye değmez.. Eziyet vehmini
gönül sayfasından at; tarikat talimi ile meşgul ol. Büyük küçük taliplere
faydalı olmaya bak. İstihare emri, ancak bu işin tekidi içindir; nefyi için
değildir.
***
Lâin düşman Şeytan, şerri yoldaş edinen nefis; daima bu Fakir'in yanındalar.
Bunun için, çok ihtiyatlı davranmak lâzım gelir... Ta ki: Haller bizim
aleyhimize dönmeye... Ta ki: Aldatıp dalâlete sürüklemek için; çeşitli hile
ile kötülükleri, gözlerimize iyilik olarak göstermeye. Şöyle denmiştir:
— Lâin Şeytan, taat ve nasihat suretinde geldiği zaman, onu def etmek çok
güçtür.
Durum böyle olunca, bize düşer ki: Daima Sübhan Hakka iltica edip tazarruda
bulunalım. İnkisarla, ağlaya ağlaya o Yüce Hak'tan dileyelim ki: O görülen
cihetten hizlanımız ve istidracımız murad olunmaya..
İstikâmet yolu şudur: Ebedi saadete delalet..
***
Bilmiş olasın, ki,
Fakirlik ve sıkıntı, bu Taife-i Aliyye'nin güzelliğidir. Bunu tercih etmekte
iki cihan'ın efendisine iktida vardır. Ona salât Ve selâm.. Sübhan Hak,
kereminin kemali icabı olarak, kullarının rızkına tekeffül etmiştir.
Allah-ü Teâlâ, bizi ve sizi bu gibi tereddütlerden kurtarsın. Bir yerde
nüfus ne kadar çoğalırsa.. Rızıkların gelmesi o kadar çok ve bol olur.
Yüce ve Mukaddes Hakkın razı olduğu şeylere teveccüh edip taallukatın
üzüntüsünü onun keremine havale etmelisin.
Kalanı karşılaştığımızda..
***
Buradan gelen bazı arkadaşların haber verdiklerine göre: Teezzi husulü
tevehhümü, şu anda dahi Mir'in gönlünde yerleşmiştir. Bunun için, eziyet
vehminin kaldırılmasını, mübalağa ve tekidle yazdık.
***
Molla Yar Muhammed Kadim'e vaaz ve nasihat dolu bir mektup yazmıştık. Zahir
olan o ki: Onda yazılanlar tabiatına mülayim gelmedi; bunun için cevabını
yazmadı.. Hatta bir dua bile yollamadı.. Onun tabiatına mülayim gelmeyince,
ben ne yapabilirim ki?.
Eğer bu hakir'e mensup bir cemaatın galat zanlarını, hatta maddelerini
beyan, hakkı batıldan ayırd etmezsem nasıl borçtan kurtulurum?. Âhirete
hangi yüzle giderim?.
Bir şiir:
Söylüyorum sana ulaşması şart olanı; Yorsa da al ondan halis nasihat olanı..
Bilesin ki,
Şeyhlik ve müridlik, halkı Hakka davet etmek ve irşad yolu cidden büyük bir
makamdır. Herhalde şu cümleyi duymuş olacaksınız:
— «Kavmi arasında şeyh, ümmeti arasındaki peygamber gibîdir.»
Bir şiir:
Her erkek gelen olur mu merd-i meydan;
Her mülkü olan da olur mu
Süleyman?.
Ahvali ve makamları tafsilatı ile bilmek; müşahedelerin ve tecellilerin
hakikatini, keşif ve ilhamlardan hâsıl olan mânâyı, rüya tabirlerinin
zuhurunu anlamak.. İşte bütün bunlar anlatılan yüce makamın levazımı
arasındadır. Bundan sonra, savrulan ağaç kabuklarıdır...
***
Bu babda asıl söylenmesi gereken odur ki:
Bu Tarikat-ı Aliyye'nin büyükleri; meşihat makamına ulaşmadan evvel, bazı
müridlerine bir nevi icazet verirler. Bunu, bazı yararlı işlerin düşüncesi
ile yaparlar. Umumî mânâda, tarikat talimi yapması için ona cevaz verirler
ki; hallere ve vakıalara muttali olsun..
Bu nevi icazette kendisine iktida edilen şeyhe düşer ki; icazeti verdiği
müride şu emri vere: İhtiyatlı davrana, galat maddeleri keşfe çalışa, daima
noksanına muttali ola, işi tamam olup kemale ermediğini bütünüyle izhar
ede..
Eğer şeyh, bu şekilde hakikati açıklamazsa, hain olur. Şeyh açıkladığı
halde, mürid kötülük ederse; hizlana düşer.. O bilmez mi ki: Hakkın rızası,
şeyhin rızasına, Hakkın dargınlığı dahi, onun dargınlığına bağlıdır. Böyle
bir şeyin olması ne büyük bir musibettir. İçine düşülen ne büyük bir
belâdır.
Bunlar anlamazlar mı acaba: Bizden ayrılıp gittikleri zaman, iş nereye
varır?. Bizden koptukları zaman, kime bağlanacaklar?.
Allah korusun, eğer onun hatırına böyle bir şey geliyorsa, hiç durmadan
söyle: Tevbe edip Allah'tan mağfiret dilesin.. Ona tazarru etsin ki:
Kendisini böyle büyük bir iptilâya uğratmaya.. Böyle bir tehlikeli belâya
düşürmeye..
Allah'a hamd ve şükürler olsun; ihvanın kayıtsız davranmalarına rağmen, bu
tarafta gönüle bir toz konmuyor. Hatta onların verdikleri bu ıstıraplar
sebebinden bile..
Bunun için temenni şudur: İşlerin akıbeti hayra çevrilir inşaallah..
***
Bu anlatılanların dışında kalanları, hal ve vaziyetleri Reşid Kardeş,
Mevlâna Muhammed Salih tafsilatı ile anlatacaktır. Şüpheli olan durumlar
ondan öğrenilir.
***
Selâm hidayete tabi olanlara.. Mutabaat-ı Mustafa'yı bırakmayanlara... Ona
ve âline salâtların en tamamı, selâmların en faziletlisi..
Hakîkat Kitâbevi Tercümesi
|
|
|