|
|
MEVZUU: Gönül birliği bulan zatlarla sohbete teşvik.
***
NOT: İMAMI RABBANİ Hz. bu mektubu, Mir Muhammed Numan'a
yazmıştır.
Mir'e unutkanlık gelmiş gibi.. O kadar ki: Selâmı, tahiyyatı (saygıyı) dahi
hatırlayamaz oldu.
***
Fırsat azdır; onu da, en zarurî işlere sarf etmek zaruridir. Bu zarurî iş dahi:
Erbab-ı cemiyetin (gönül birliği olanların) sohbetidir. Ne şey olursa olsun; hiç
biri bu sohbet yerine geçemez.
Resulûllah'ın S.A. ashabını görmez misin?. Bu sohbet bereketi ile, peygamberler
hariç, başkalarından daha faziletli oldular. İsterse onlardan başkaları: Veys'el-Karanî
ve Ömer Mervanî olsun. Halbuki bu ikisi, derecelerin nihayetine ulaşmış;
kemalâtın sonuna ermişlerdir. Haliyle sohbet hariç.. Hiç şüphe yok ki:
Muaviye'nin hatası, bunların sevabından hayırlıdır. Ama bu hayırlı oluş, sırf
Resulûllah'm sohbeti bereketi ile olmaktadır. Amr b. As'ın sehvi dahi aynı
gerekçe ile onların sevabından fazilet itibarı ile daha ileridir. Zira, o büyük
zatların imanı: Resulûllah S.A. efendimizi görmeleri ile şühuda dayalı bir iman
olmuştur. Meleğin gelmesi, vahyi müşahede, mucizeleri açıktan görmek, onların
imanını müşahede derecesine çıkarmıştır. Sâir kemalâtın tüm asılları olan,
anlatılan kemalâtta, ashabdan başkaları için ittifak olmadı..
Eğer Veys'el-Karanî Resulûllah ile sohbetin bu derece üstünlüğünü bilmiş
olsaydı; hiç bir şey, onu bu sohbetten almazdı. Bu fazilete, eşyadan hiç birini
tercih etmezdi.
— «Bu, Allah'ın fazlıdır; onu dilediğine verir. Ve, Allah büyük fazlın
sahibidir.» (62/4)
Bir şiir:
İskender midir bulan o suyu nihayet;
Hayat onunladır; yeter mi hiç mal, kuvvet..
***
Allah'ım, bizleri bu dünyada o büyüklerin asrında yaratmadın; bari ahiret
âleminde bizi onların zümresi ile haşreyle.. (Onların topluluğuna kat..)
Seyyid'ül-mürselin hürmetine..
Ona ve diğerlerine salât, tahiyyat ve selâmlar..
Vesselam..
Hakîkat Kitâbevi Tercümesi
|
|
|