|
|
MEVZUU: Bu Tarikat'a girdikten sonra,
sebepsiz yere bundan çıkanların zemmidir.
***
NOT: İMAMI RABBANİ Hz. bu mektubu. Mirza Fethullah
Hakim'e yazmıştır.
***
Sübhan Allah bize ve size Tarikat-ı Müstakime-i Marziyye-i Mustafaviye'de
sebât (Mustafa`nın razı olunan doğru yolunda durmak) ihsan eylesin.. Onun
sahibine salât, selâm ve tahiyyet..
***
Bilesin ki,
Bir gün söz, Meşâyih-i Nakşibendiye'nin kıskançlıkları üzerine açıldı. Allah
onların sırlarının kudsiyetini artırsın..
Bu esnada söz, şu demeğe getirildi:
— Şu cemaatın hali nasıl olacaktır ki; kendiliklerinden bu büyük zatların
müridleri olma yoluna girmişler; kendilerini onların tabii kılmışlar, o
büyükleri kabul etmişlerdir. Bundan sonra da, bu büyüklerden kesilmiş; hiç
mucib bir sebeb ortada yokken de, onların sohbetlerini terk etmişlerdir. Zan
ve tahmine dayalı bir yoldan, bir başkalarının eteklerine tutunmuşlardır.
Bu arada, sizin isminiz ve Kadı Senam'ın ismi anlatıldı.
Bu müzakere bir lemha (bir şimşek çakışı kadar) uzadı mı yoksa, uzamadı mı
bilemiyorum?. Bununla beraber, sözün sebebi ve akışı bu müzakere üzerine
oldu..
Sonra..
Allah bir güç vermesin ki, Fakir'in muradı bir Müslüman'a eziyet ola; yahut
ona karşı kalbinde kini buluna.. Bu cihetten hatır-ı şerifinizi hoş tutunuz.
***
Sizin de malumunuzdur ki, bizim tarikatımız Esma daveti yolu değildir. Bu
tarikatın büyükleri, bu isimlerin müsemmasında istihlâki tercih etmişlerdir.
Onların teveccüh iptidası, sırf ehadiyettir. İsimden ve sıfattan yana, zat
dışında bir şey taleb etmezler. Hiç şüphe edilmesin ki, anlatılan sebepten
ötürü: Onların nihayetleri bidayetlerine derc edilmiştir.
Bir mısra:
Gör gülistanımı, kıyas eyle baharımı..
***
Üstte anlatılan müzakereyi naklettim; sebebi şu ki: Nakiller çok olur; elden
ele dilden dile dolaşarak bir başka şekil alır. O şekle gelir ki, bu
canipten bir başka tevehhümler meydana gelir. Şunun için, bu kelimeleri
yazdım ki: O tevehhümler ortadan kalksın..
***
Bilesin ki.
Sizin sevginiz, bize bir şey artırmayacağı gibi; sevginizin olmayışı dahi
bizden bir şey eksiltmez. Lâkin:
— Zarara rıza, müstahakk-ı nazar değildir.
Darb-ı meseli dahi meşhurdur.
Şuna yakînin olsun ki: Bu Fakir, sizin zararınızı hiç istemedi; isteyemez
de.. İnşaallah bu böyle gider. Bu söylenen kelâm, dervişlerde bulunan
kıskançlık yollu söylenmiştir. Bir münasebetle ve söz gelişi oldu. Bu,
gönlünüze ağır gelmesin..
***
Bilesin ki.
Kendisini Hazret-i Ebu Bekir Sıddık'tan üstün gören bir şahsın hali, şu iki
şeyden hali değildir:
a) Tam mânâsı ile zındıktır..
b) Tam mânâsı ile cahildir..
Bu Fakir, sana senelerce evvel bir mektup yazdı. O mektupta, fırka-i naciye
olan ehl-i sünnet vel-cemaatı beyan etti. Asıl şaşılacak durum şu ki: O
mektubu mütalaa ettikten sonra, bu gibi kelimeleri tecviz ediyorsunuz.
Bir kimse, Hazret-i Ali'nin (r.a.) dahi, Hazret-i Ebu Bekir'den daha
faziletli olacağını söylese; yine ehl-i sünnet vel-cemaat dairesinden çıkar.
Kendisini Hazret-i Ebu Bekir'den üstün gören kimsenin hali şöyle dursun..
Bu evliya katında mukarrer durum şudur ki: Bir salik, kendisini köpeklerden
ve sineklerden üstün görecek olsa; o kimse, bu büyüklerin kemalâtlarından
mahrum kalır.
Selef-i salihin zatlar, toplu olarak; Hazret-i Ebu Bekir'in, peygamberlerden
sonra, insanların en faziletlisi olduğu üzerinde fikir birliğine
varmışlardır. Onlara salât ve selâm olsun..
Bu toplu kararı parçalamak isteyen kimsenin hamakatının şiddetine bir bak..
Bu Fakir, kitaplarında (veya mektuplarında), risalelerinde hep yazdı:
Hazret-i Hamza'nın (r.a.) katili Vahşî, Hayr-ul Beşer Resulûllah'ın (S.A.)
tek sohbetine nâil olduğu için; tabiinin en faziletlisi olan
Veys'el-Karanî'den daha faziletlidir.
Durumu anlatılan, akıldan uzak kimselerden gelen, bu gibi hayalî sözleri
tahayyül et.
Uygun düşer ki: İnsanlara, anlatılan vehmi doğuran ibareler için (bize)
müracaat edesin; bu şekilde de, hakiki muameleye muttali olasın..
Mücerret taklidde hased sahipleri için, ne gibi bir bağlantı kurulabilir?.
Bazı meşâyihten, sekr hallerinde, uygun olmayan bazı cümleler sudur
etmiştir. Meselâ, Bayezid-i Bistamî Hz. nin şu kavli gibi:
— Sancağım Muhammed'in sancağından yüksektir.
Ancak, bu ibareden girip, vehmin daha faziletlilik davasına gitmesine cevaz
yoktur. Böyle bir şey, zındıklık olur. Haşa ve kellâ ki: Fakir'in
ibarelerinde böyle bir şey anlatıla..
Vesselam..
Hakîkat Kitâbevi Tercümesi
|
|
|